“Gel, birlikte gidelim, bir deniz kenarı olalım” diyordum.
O, yaşamı boyunca hiç denize girmediğini, güneşte gövdesini yakmadığını yazıyordu.
“Gel” diyordum. “Bizi bir deniz bilir. Bir deniz bizi olduğumuz gibiliğimizle sarar, bağrına basar.”
Gelmedi..." diyordu Cavit Kürnek. Çünkü Arkadaş:
"BEN
yüzmeyi bilmem.
denizi sevmem, çünkü yüzmeyi bilmem.
bacaklarımı hiç mayo giyip güneşte yakmadım.
ben mayo giymedim hiç." diyordu. Sonrasında, tartışmalar, suçlamalar, kırgınlıklar ve kesilen arkadaşlık.
Kürnek, 5 yıl önce bir Şubat gününde ayrıldı aramızdan. Tüm o kırgınlıkları, hataları, yanlışlıkları dünyada bırakarak gitti Arkadaşın yanına, elinde bir deste umut çiçeğiyle.
Sina Akyol, Arkadaş'la, 1970 yılının Nisan ayında tanışmış. Ankara' da... Kızılay'a doğru giderken, bir şiir gecesi çıkışında... Aralarındaki bazı farklılıklar, farklılaşmalar olsa da, Arkadaş'ın son zamanlarında araları biraz açılsa da, yine de devam eden bir arkadaşlık.
"Ankara'da, Zafer Çarşısında gördüm Arkadaş'ı.
Arkadaşlarıyla birlikte, oturmuş çay içiyordu.
Uzaktan selâmlaştık.
Nasıl olsa yarın bilemedin öbür gün... yakından
selamlaşırdık (!)
Olmadı. Selâmlaşamadık." Yarın, belki öbür gün... Ama sonra ölüm. En az yaşam kadar gerçek ölüm, Akyol'u da, yine bir Şubat günü, aldı bizden.
İki dostundan çok daha öncesinde, 1973 yılının bugününde, Arkadaş Zekai Özger hayata gözlerini yumdu. Yaşasa 76 yaşında bir ihtiyar olacaktı. Olamadı. Sonsuzluğunun 51. yılında, sakalsız oğlanı, büyük bir saygı ve derin bir sevgiyle hatırlıyoruz.